Yusuf Ailesi

Gaziantep, 150.000’in üzerinde Kızılaykart yararlanıcısına ev sahipliği yapan kent, Suriye Savaşı sonrasında; ülkelerinden ayrılmak zorunda kalan göçmenlerin ikinci evi olmuştu. Gaziantep’te 150 binin üzerinde yararlanıcı, 25 binin üzerinde hane arasından ziyaretimizi Yusuf Ailesi’nin evine gerçekleştiriyoruz.

Halep’ten Türkiye’ye 4 yıl önce göç eden 14 kişilik Yusuf Ailesi’ni ziyarete gidiyoruz. Ailenin reisi Hüseyin; yaşlı annesi ve babası, 4 kız kardeşi, eşi ve 6 çocuğunun sorumluluğunu taşıyor. Ancak yaşadıkları herşeye rağmen gülmeyi başarabilen biri Hüseyin, bu yönüyle birçok insana örnek olabilecek biri.

Hane ziyaretimizde aile bizi yoğun bir telaşla karşılıyor. Evin dışı daha yeni yıkanmış. 3 katlı bir gecekondunun en alt katında yaşamını idame ettiren aile, bu eve aylık 800 TL kira ödüyor. Gaziantep’te gayrimenkul kiralarının çok yüksek olduğu bölgede sıkça konuşulan bir konu... Evde 6 çocuk var; 3 ü okul çağında. Kocaman ve pırıl pırıl gözlerle ekibimize bakıyorlar. Çocuklardan birinin altına sarılmış market poşeti ilgimizi çekiyor. Ancak bir süre sonra, market poşetinin çocuk bezi yerine kullanıldığını algılayabiliyoruz; hazır çocuk bezinin onlar için çok pahalı olduğunu söylüyor.

Yusuf Ailesinin tek erkek çocuğu olarak tüm geçim yükü Hüseyin’in omuzlarında. Hüseyin 4 sene önce Halep’ten Türkiye’ye geldiklerinde ilk başlarda çok zorlandıklarını, kendi mesleği olan berberliği icra edemediğini söylüyor. Bu nedenle karton fabrikası işçiliği gibi geçici işlerde çalıştığını anlatıyor. Kendisine; asıl büyük işinin yaşlı- hasta-çocuklardan oluşan 14 kişilik ailesini savaştan kurtararak Türkiye’de yerleştirmesi olduğunu söylüyoruz.

Hane ziyaretinde ilk dikkatimizi çeken şey, evde hiçbir eşyanın olmaması… Eşyalar yerlere gelişi güzel konmuş, şilteler ve üzeri örtü ile kapatılmış birkaç yatak dışında evde bir de mutfak eşyaları var.

Halep’te durumumuz iyiydi diye söze başlıyor Hüseyin Yusuf. “Kendi berber dükkanımız vardı. Kız kardeşlerim tuhafiyede çalışıyorlardı. Geçim durumumuz çok iyiydi. Savaş başladığında hepimiz yakın zamanda biter diye düşündük; ama çatışmalar Halep’e mahallemize kadar gelince neyimiz varsa bırakıp göç etmek zorunda kaldık” diyor.

“Türkiye bizim için çok şey yaptı. Gaziantep’e geldiğimizden beri hiçbir ayrımcılık görmedik. Türkiye ve Kızılaykarta teşekkür ediyoruz.”

Kızılaykarta kabul edildiklerinden beri hayatlarının değiştiğini belirten Hüseyin Yusuf, artık hayat şartlarının daha iyi olduğunu, temel ihtiyaçlarını Kızılaykart sayesinde sağlayabildiklerini söylüyor. “Türkiye bizim için çok şey yaptı. Gaziantep’e geldiğimizden beri hiçbir ayrımcılık görmedik. Türkiye ve Kızılaykarta teşekkür ediyoruz.”

Türkiye’yi çok sevmelerine rağmen savaş bittiğinde ülkelerine dönmek istediklerini belirtiyorlar. Hüseyin, “Çocuklar küçük, herşeyin farkında değiller ama bizler ülkemizi çok özlüyoruz. Savaş bittiğinde döneceğiz. ”

Evin giriş kapısının yanında market torbalarını görüyoruz. Poşetleri göstererek çok şükür Allah Kızılaykarttan razı olsun diyor. Gitmek üzereyken yemeğe kalmamız için ısrar ediyorlar. Yaşadıkları sıkıntılara rağmen ellerindeki kısıtlı kaynakları paylaşmaktan çekinmiyorlar…



Bize Ulaşın


KIZILAYKART

Platformu

Mesajınız gönderildi, teşekkür ederiz.