"Allah bizim yaşadıklarımızı dünyada hiç kimseye yaşatmasın."

Karlı bir kış sabahında Covid-19 kapsamında tüm önlemlerimizi alarak Ankara Yenimahalle’de yaşayan Meri ailesini ziyaret ediyoruz.

Enver Meri ve Buseyna Hanım çocukları ve torunları ile beraber 3 kuşak bir arada yaşayan Suriyeli bir aile. 2015 yılında Suriye’den Türkiye’ye göç etmek zorunda kalan aile 2018 yılına kadar geçici barınma merkezinde kalır. Barınma merkezlerinin birleştirilmesinden sonra farklı bir geçici barınma merkezine yerleşmek yerine şehir hayatını tercih eden Meri ailesi Ankara’ya taşınır. İlk başlarda aile büyük şehir yaşamına adapte olmakta zorlanır. Dil bariyeri, kira, elektrik ve su faturaları onları çok zorlar.

O günlerden bahseden Buseyna Hanım “İki senedir burada yaşıyoruz. Yaşımız ilerlediği için Türkçe öğrenme konusunda zorlanıyoruz. Türkçe bilmemek bizim için çok zor. Sanki dilsiz gibi yaşıyoruz. Geçici Barınma Merkezinde yaşarken tüm komşularımız Arapça bildiği için bu kadar zorlanmıyorduk. Çoğu zaman dışardaki işlerimizde çocuklarımız yardımcı oluyor ancak biz dışarı çıktığımızda ihtiyaçlarımızı görüp hiç kimseye bir şey söyleyemeden, anlayamadan eve geri geliyoruz” diye devam ediyor. 58 yaşında ve %56 oranında engelli olan Buseyna Hanım’a ihtiyaçları ve işleri konusunda oğulları ve gelinleri yardımcı oluyor.

Enver Meri eşinin anlattıklarından sonra “SUY Programının şehir hayatına adapte olabilmek ve buradaki ihtiyaçlarını karşılamaları konusunda çok büyük destek olduğunu ekleyerek “Geçici Barınma Merkezindeyken maddi anlamda her şey daha kolaydı, ama burada faturalarımızı ve kiramızı ödemek zorundayız. SUY olmasa bunları yapamazdık” diye ifade ediyor.

O sırada Enver Bey’in yanına yaşları 8 ay ile 4 yaşa kadar değişen torunları geliyor. Biri kucağına atlayarak, bir diğeri ise saçını çekerek konuşmasına izin vermiyorlar. Ankara’nın bembeyaz karla buluştuğu bu soğuk günde sobanın yanında torunları ile oynayan Enver Bey’i görmek bizim de içimizi ısıtıyor.

Buseyna Hanım araya girerek “Çok şükür çocuklarımızın ve torunlarımızın çoğu yanımızda. Ama Suriye’de iki çocuğum ve torunlarım var. Her gün onları düşünüyorum. Ne yaptılar, başlarına bir şey geldi mi diye… Allah bizim yaşadıklarımızı dünyada hiç kimseye yaşatmasın. Savaştan kaçmak ve ailenin bir kısmını orada bırakmak dünyanın en zor şeyi.” derken kelimeler boğazında düğümleniyor.

Bize sadece onun duasına katılmak düşüyor. Avrupa Birliği tarafından desteklenen SUY Programının hayatları böylesine değiştirdiğine tanık olmak ve bunun bir parçası olmak hepimizi bir kere daha gururlandırıyor.

Ailenin isteği üzerine SUY Programı ve engellilik raporu ile ilgili bilgileri kendileri ile paylaşarak ziyaretimizi sonlandırıyoruz.

Bu içerik Avrupa Birliği'nin mali yardımı ile yürütülen insani yardım faaliyetlerini kapsamaktadır. Burada ifade edilen görüşler hiçbir şekilde Avrupa Birliği'nin resmi görüşünü yansıtacak şekilde alınmamalıdır ve Avrupa Komisyonu içerdiği bilgilerin herhangi bir şekilde kullanımından sorumlu değildir.

Bize Ulaşın


KIZILAYKART

Platformu

Mesajınız gönderildi, teşekkür ederiz.