“Minnetimi Paylaşabilmek için Gönüllü Tercümanlık Yapıyorum”
Avrupa Birliği tarafından finanse edilen, Türk Kızılay iş birliğinde Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından yürütülen Tamamlayıcı Sosyal Uyum Yardımı (T-SUY) Projesi, en kırılgan durumdaki yabancıların hayata tutunması için destek sağlıyor. Kas hastalığı nedeniyle çocukluğundan bu yana yürüyüp konuşamayan ancak Türkiye’de gördüğü tedavi sayesinde bugün gönüllü tercümanlık yapabilecek kadar sağlığına kavuşan Suriyeli yararlanıcımız Emine el İsa (38) “T-SUY sayesinde ilaçlarımı düzenli alabiliyor, 30’umdan sonra attığım ilk adımların minnetini paylaşabilmek için ihtiyaç duyan herkesin yardımına koşuyorum” diyor.
Sivas’taki kiralık evlerinde hikayesini bizimle paylaşan Emine Hanım, “Yürüyemediğim, hatta konuşamadığım halde, bombalanan şehrimizden komşularımızın yardımıyla kaçabilmek imkansızı başarmak gibiydi. Ama benim asıl mucizem, Türkiye’de başladı. 7 yaşında yakalandığım kas hastalığının ülkemde tedavisi yoktu. Annem, oyalanayım diye sabahları beni pencere kenarına oturturdu. Camdan bakarken, oynayan çocuklardan çok, okula gidenlere özenirdim. ‘Ah bir okula gidebilsem, televizyonda gördüğüm avukatlar gibi olurum’ diye düşünürdüm. Oysa kendimi ifade edemediğim için ailem dahi kimse benim algımın, geleceğe yönelik hayallerimin farkında değildi” diye anlatıyor çocukluk günlerini.
“30’umdan Sonra İlk Bebek Adımlarını Attım”
Türkiye’ye sığınmak zorunda kaldıklarında, ailesinin “Bir de Türk doktorlar görsün” düşüncesiyle hastaneye başvurması, Emine Hanım’ı, kendi deyimiyle “Karanlık dünyasından aydınlığa çıkaran ilk adım” olmuş. “Testlerin ardından uygulanan tedavi ile 30 yaşımdan sonra ilk bebek adımlarımı attım” diyen Emine Hanım, o günleri şöyle anlatıyor:
“Uzun tedavimin daha ilk evresinde oturuşum dikleşti, tüm kaslarımda güç hissetmeye başladım. İlaçlar sayesinde kaslarımdaki katılık gevşeyince, dilim de açıldı. Sadece dinleyerek Arapça ve Türkçe öğrenmiştim; dolayısıyla konuşmaya başladığımda ailem, doktorlar, herkes büyük bir şaşkınlık içindeydi. Birgün kapı çaldı, sanki önceden hep yapıyormuş gibi bir hisle ayağa kalktım ve adım atarken yere düştüm. Ama kendi başıma, desteksiz ayakta durduğum o saniyelerin mutluluğunu anlatamam. Yanıma koşan anneme ‘ben yürüdüm’ diyordum ama bana inanmadığı yüzünden belliydi. Birkaç ay sonra, elimde yürüteçle ev içinde dolanacak kadar güçlüydüm. Yıllarca sessizliğe gömülmenin acısını çıkarmak istercesine sürekli konuşmak, şarkı söylemek istiyordum. Mutluluk böyle bir şeydi.”
T-SUY Sayesinde Ülkemde Bulunmayan İlaçlarımı Alabiliyorum
Yürüyüp konuşmaya başlayınca, “bu yaşıma kadar hep başkalarının yardımıyla ayakta kaldım, peki ben insanlar için ne yapabilirim?” diye düşünmeye başlamış Emine Hanım. Kontrolleri için düzenli gittiği hastanede, bir başka hastanın “sen hem Türkçe hem de Arapça biliyorsun, doktorla konuşurken bana yardımcı olur musun?” demesiyle kendi yaşam amacını bulmuş. Tekerlekli sandalyesi de gün boyu sürdürdüğü yaşam meşgalesinde kendisine büyük destek olmuş.
Duygularını şöyle aktarıyor Emine Hanım: “Hastalığımdan dolayı okuyamadım ama bu da çocukluk hayalim avukatlık gibi bir iş; insanlara yardımcı oluyorum. Bazen Türk hastalar bile kliniklerin yerini sormak gibi konularda benden yardım istiyor. Artık sadece yürümeyi ya da konuşmayı başarmıyor, insanlara çare ve mutluluk yolu açtığımı da hissediyorum. Bu günlerimi sağlayan herkese teşekkür ederim.” Ayrıca, Kızılaykart’a ve ülkemde bulamadığım ilaçlarımı alabilmemi sağlayan T-SUY Projesi’ne duyduğum minneti de paylaşmak isterim.