“Yeni Bir Başlangıç: Hacciko Ailesinin Umuda Yolculuğu (YSUY Programı)

Suriyeli Hacciko ailesi, savaş nedeniyle, sağlıkları da dahil olmak üzere, tüm varlıklarını kaybederek Türkiye’ye sığınmak zorunda kalan yüz binlerce aileden biri.

Baba Adil Hacciko, bizi Ankara’daki kiralık evlerinde misafir ediyor ve “Benim her şeyim” dediği üç kızına sarılarak hikâyesini anlatmaya başlıyor.

Hacciko ailesi, savaşın başlarında dokuz yıl boyunca “Ayrılmak yerine sabredelim” düsturunu benimsemiş olsa da epilepsi hastası oğullarının sokağa her çıkışında kriz atağı geçirmesi, onları Türkiye’ye getirmiş.

“Ani yüksek sesler, parlak ışıklar, fiziksel kargaşa epilepsi hastalarında ağır krizleri tetikliyor ve ne yazık ki bunlar, 2020 yılında Şam’daki hayatın normal bir parçası haline gelmişti” diye anlatıyor o günleri Adil Hacciko.

O dönemde bugün beş yaşında olan ikizleri Naya ve Tala henüz birkaç aylık bebekmiş. İkizler eşinin kucağında, oğulları ise kendi kolları arasındayken geçmişler sınırı. Bu yolculuk için Adil Bey, ailesinden kalan iki evini satmış, arabalarını ise yolculuk masrafı fiyatına vermiş.

“Her şeyi geride bırakıp gitmek büyük bir yıkım. Türkiye’de oğlum tedavi olsun, ikizlerim normal çocuklar gibi büyüsün istedik. Çok şükür, oğlumun tedavisi sürüyor; ikizlerim sağlıkla büyüdü ve bir kızımız daha oldu. Ama bu sürecin stresi nedeniyle iki kez açık kalp ameliyatı geçirdim” diye anıyor yaşadıklarını Adil Bey.

Doktorların kesinlikle çalışmaması gerektiğini söylemesi üzerine, eşi mahallesindeki tanıdık restoranlarda bulaşıkçılık yapmaya başlayarak eve ekmek getirmiş. “KIZILAYKART bu zor dönemde hayatımıza girdi. Bizim gibi, ülkelerindeki durum nedeniyle Türkiye’ye sığınmak zorunda kalan yabancılara yönelik yardım programları olduğunu öğrendim. Başvurumuz kabul edildi çünkü ailemiz programın şartlarını karşılıyordu. KIZILAYKART’tan aldığımız aylık nakit yardımı, kiramızı ödememize yardımcı oluyor. Faturalarımızı da eşimin bulaşık yıkama ücretleriyle karşılamaya çalışıyoruz” diyor Adil Bey ve görüşmemizi, ikizlerinin gelecek yıl ilkokula başlayacak olmasının heyecanını şimdiden yaşadıklarını anlatan sözleriyle tamamlıyor:

“Benim için gelecek demek, çocuklarım demek. Okusunlar, meslek sahibi olsunlar, savaş görmesinler, yüzleri hep gülsün. Tüm çocukların yüzleri hep gülsün.”